CHP’li Özgür Özel, partisinin ambargo kanalında Kılıçdaroğlu’na meydan okudu.
14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi’nde değişim rüzgarları esiyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP lideri Kılıçdaroğlu’na getirdiği dil değişikliği davetlerine ilişkin özel, partisinin bir daha yenilmesin diye her göreve talip olduğunu, buna genel başkanlığın da dahil olduğunu söyledi.
DEĞİŞİKLİK TARTIŞMALARI
CHP Küme Lideri Özgür Özel, partisinin reklam anlaşmalarını tek taraflı feshettiği Halk TV’ye konuk oldu. Özel, CHP’deki değişim tartışmalarına da değindi.
“GENEL BAŞKAN, BAŞKAN”
Başkanlığa talip olduğunu vurgulayan Özel, “Sorumluluk almak sorumluluktur, fedakarlık fedakarlıktır. Bu partinin bir daha yenilgi yaşamaması için her göreve talip olurum. Bu genel başkanlık olsa da genel başkanlıktır. .” dedi.
“DUYGUSAL KIRILMA”
Özel sözlerinin devamında seçmenin partiden duygusal bir kopuş yaşadığını belirterek, “Türkiye’de nereye gitse insanlar bir şeyler bekliyor. Bu duygusal kırılma her yerde var. seçmeni suçluyor. oy Seçilmiş kişi tarafından size yazılmış bir mektup var. Onu açıp satır satır okuyacaksın. Bunu yaptığına ikna olurlarsa, ayrılmazlar. Seni değiştirirler ama bozmazlar. Önemli olan ve beni zorlayan konu ‘duygusal kopukluk’ meselesidir” dedi.
‘BU SEÇİM BİR YANLIŞLA KAYBOLMADI, ÇOK YANLIŞTI’
Seçimin neden kaybedildiğinin sorulması üzerine Özgür Özel, “Bu seçim hata yaparak gitmez. Birden fazla yanlış yapıldı. Bazılarını şimdi gördük, bazılarını zamanında gördük. konuştuk dedik ama düzeltmeye imkan yoktu ama genel olarak olumlu bir kampanya yaptık bence doğruydu 2019 yerel seçimlerinde başarıyı getiren en değerli unsur oldu umudu örgütlemek istedik , bunun için çalıştık. Karşı taraf kaygıyı örgütledi. Bu kez umudu örgütlemede onlar kaygıyı örgütledikleri kadar başarılı olamadık. Ama umudu örgütleme konusunda eksiklerimiz olduğu çok açık” dedi.
“SAHTE GÖRÜNTÜLERE BİRİNCİ TÜRDEN ÖNCE TEPKİ VERMELİYİZ”
İlk turdan önce sahte videolara karşı güçlü bir tepki gösterilmesi gerektiğini belirten Özel, “Bilmiyorum ne büyük bir karalama kampanyası, sahte görseller… Mesela seçimde verdiğimiz yansımayı vermeliydik. Birinci tıbbın ortasında, ikinci tıbbın ortasında, en zor haliyle o görüntüler ilk ortaya çıktığında Kim inanır buna?’ Vallahi beni inandırdılar. ‘Buna gülerler’. Gülmediler, endişelendiler.”
“LİSTELER ADALETLİ DEĞİL”
İttifak yapısında sorun olup olmadığı, milletvekilliği listeleriyle ilgili tartışmalar ve seçim sonrası ittifakta yer alan partilerin açıklamalarının sorulduğu Özgür Özel, şunları söyledi:
“İttifak siyasetine karşı değiliz. Oy Kazanılmış olsaydı, Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu bu ittifak politikası üzerine kitaplar yazılacaktı. Burada yanlış olan, bunun adil olmamasıydı. Bunun nedeni, ölçüm ve değerleme yerine müzakere prosedürünün seçilmesidir. Yani seçimden çok önce, ittifak yapacaksak mutlaka üzerinde mutabık kaldığımız yazılı bir iç hukuk belgesi ortaya koymamız gerektiğini her zaman söylemişimdir. Milletvekili mi vereceğiz, listelerde pay mı vereceğiz…”
“BİRİ YÜZDE 7 DİYOR, DİĞER YÜZDE 5 DİYOR, CHP’YE KALDI”
Şöyle olması lazım seçime 60 gün kala herkesin hemfikir olduğu 3 kamuoyu kuruluşunun yapacağı 6 anketin ortalamasının kaça çıkacağına göre milletvekili dağılımını paylaşalım. 15 gün. Oyların yüzde 25’ini aldık, biri çıkıp ben yüzde 7’yim diyor. Diğeri yüzde 5 benim diyor. Bir hesap açarsan bütün CHP’ye ne kalır?
‘KENDİ LİSTEMİZLE GİRMİŞ OLSA DAHA FAZLA OY ALACAĞIZ’
Listelerimizden seçilen milletvekillerinin her birine ayrı ayrı saygı duyuyoruz. Onlarla birlikte karşı çıkıyoruz, Meclis’i toplantıya çağırıyoruz, sesimizi paylaşıyoruz, kişisel bir şey değil. Kendi listemizden girseydik yüzde 25’in üzerinde oy alacağımıza inanıyorum. Çok önemli bir kayıp yaşadık ve bu, verimin üstüne bir götürü bedeldi. Bunun için ittifak ortaklarını suçlayamayız.
“YASAYI ÇIKARACAKLARINI BİLİYORUZ”
AK Parti ile MHP’nin ittifak yasasını çiğneyeceği, oyların birleştirilmesine engel olacağı açıktır. Ortaklık olsa 3 yıl önce Millet Partisi kurulsun, tüm partilerin logolarını anımsatan bir tasarım da yapılsın, hep birlikte Millet Partisi’ne katılalım’ diye öneride bulundum, ‘Hayır, katılmıyorum. bir eli var, ne yapacağımı bilmiyorum’ biterdi. Uygun bir iç hukuk ile paylaşılacaktır. Yüzde 35 oy alırdı, sonra herkes partisine giderdi. Böyle bir çelişki yaşadık, gerçekten yönetemedik.